19 Temmuz 2013 Cuma

Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna



Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?

"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.

  

                                                    Nilgün Marmara

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Tezer Birsen

 
 
 
iyi geceler şarkısı gibi, İstanbul'a öpücük kondurmak gibi, o şehri sevmeyenlere tokat gibi...
 
 
Bazı kadın sesleri var ki insanın yüreğine yüreğine işleyiveriyor.
 
                                                                                Onlardan biri..


14 Temmuz 2013 Pazar

Allah’ı bu dünyada görmek ister misin Ruhi Bey?

 '' Allah’ı bu dünyada görmek ister misin Ruhi Bey?
 - Kim istemez?
- Bir yetim çocuğun başını okşa. O zaman, onun gözlerinde Allah’ı görürsün. Bir fakire yardım et. Onun gözlerinde Allah’ı görürsün. Bir kediye yiyecek ve su ver. Onun gözlerinde Allah’ı görürsün..
''

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Ne var bu gülümseyişin altında? -Sen varsın.

Ferhan: Ne var bu gülümseyişin altında?
 Nilgün: Sen varsın.
 Ferhan: Anlamadım?

 Nilgün: Sen varsın dedim ya. Ya ben az önce evde oturuyodum,kendi kendime dedim ki çok şükür Ferhan var dedim.Çok şükür dedim.

 Ferhan: Yani sırf bunu söylemek için mi geldin?
 Nilgün: Değmez mi?
 Ferhan: Ne münasebet.Yanında başka bir mazeretin daha olsaydı mesela manava da gidiyor olsaydın bu kadar değerli olmazdı..

7 Temmuz 2013 Pazar

Sezai Karakoç-Oruç


''Oruç hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç, tarihin dinamizmini de özünde gaybın üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Mademki geldi, onu iyi tanımak gerek.

Oruç boş bir çerçeve olarak veya bir mevsim gibi sadece tabiatın bir parçası olarak gelmedi. Tarihin bir parçası olarak geldi.
Dolu geldi. Kendindekini boşaltacak. Giderken de dolu gidecek. Dolu gitmeli.
Her yılın orucu, büyük Oruç kitabına, sabırla ve meleklerin üslubuyla işlenmiş bir sayfa, bir yaprak gibi eklenir
Taşların, ağaç kovuklarının, toz zerrelerinin bile, en keskin bir hafızayla şahitlik yapacağı büyük Hesap Gününde, şüphesiz, Oruç Kitabı, en büyük şahitler arasında, dosyasında en çok belge bulunduran suç ve sevap araştırıcıları arasında görünecektir.
Demek ki , oruç , çağımıza , göklere mahsus nişanlarla donanmış büyük ve yetkili bir şahit olarak geliyor ve geldi …………

Siz sanmayın ki, oruçta yalnız siz susar, siz acıkırsınız. Oruç da susar oruç da acıkır. Çünkü: Oruç da canlıdır. Sizin gibi. Hatta sizden fazla. Çünkü: onda, ölümün eriteceği et ve kemik de yok. İnsan, sağken bile ölümle karışıktır. Biz hayatla ölümün karıştığı bir terkibiz. Sağken, hayat, ölüme baskındır ve ölümü kullanır. Sonra yaşlandıkça, ölüm güçleri yavaş yavaş artar ve ölüm yüzdesi hayat yüzdesinin üstüne çıkar bir gün. İşte o gün ölmüşüzdür; ölüm hayatı kullanmaya başlamıştır. Toplum yaşayışında da böyle. Ecel olarak gelen ölüm, bu hayat - ölüm çatışmasını kesin bir sonuca bağlar. Ama oruç yüzde yüz olarak diri saf olarak diridir. Net diridir, insan gibi brüt olarak diri değil
Bizden daha canlı, daha cıvıl cıvıl olan bu gök varlığı orucun susadığı su , acıktığı yemek nedir öyleyse ?
Şairin şair için dediği:
Cins şaire mahsus yiyecekler
 Deniz yosunlar? mavilik meduzalar?
tarzında
Oruca, gök şahidi oruca mahsus besinler,
 Yükseltilen dualar, derinleşen secdeler,
 Kur’an sesiyle aydınlanan ikindiler,
 Allah adıyla diriltilen geceler
diyebiliriz belki.
Evet, Oruç da susar, oruç ta acıkır. Orucun susadığı ve ab-ı hayat gibi kanamadığı su, “ Kur’an sesi ”, acıktığı “ namaz ”, örtündüğü “ merhamet ”, kuşandığı giyindiği, Allah’ın adının yükseltilmesi yani “ cihat ”tır.
Ve orucun da iftarı vardır. Oruç müminin kalbinde iftar eder. Onun sofrasında, işte saydığımız, göğe mahsus yiyecekler bulunur.
Yalnız insan orucu özlemez, oruç ta insanı özler. Ramazan ayı gelince, sıla-i rahm edenler gibi, meleklerin bile önünde eğildiği insana koşar. Oruç, insana acıkır ve koşar gelir.
Oruç geldi, öyleyse oruca yiyecek taşımalı, su sunmalı, orucun lambasını yakmalı, örtüler atmalı üzerine ki, geldiğinden daha zengin gitsin. Verdiğinden daha çok alsın. Yanına gideceği eski oruçlara katacağı, söyleyeceği çok şeyler bulunsun. Çağımız Müslümanlarının portresini eski çağ müminlerinin portrelerinin yanına çizecek ya, bizim öyle bir portremizi çizsin ki, ilerde gün olur ki, o portreyi bize gösterirler, utanmayalım ondan o zaman.
Oruç geldi, ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir. Giderken, bizden de ona ölümsüzleşecek bir kaç şey katılmalı...  ''







Hoş geldin ramazan...Huzur içinde ailelerimizle beraber ,güzellikle gel bayrama kavuştur,yüreğimizi temizle..